Suç ve Ceza
Bora Tüfekli Yazdı: Suç ve Ceza
BORA TÜFEKLİ
bora_tufekli@hotmail.com - 05548730349Dostoyevski Suç ve Ceza kitabında “Bir katilden daha cani insanlar gördüm. Umudumuzu öldürenleri gördüm” diyor.
Son günlerde sürekli aklımda bu cümle var.
Şöyle hafızamızı biraz zorladığımız zaman bir katilden daha cani insanların ne kadar da çok olduklarını görmek zor olmuyor.
İzmir’de 19 yaşında ve 10 suç kaydı bulunan Delil isimli cani, bir taksiciyi ortada hiçbir sebep yokken, üstelik taksici şahsa ‘iyilik’ yapmışken katlettiğinde Dostoyevski’nin söylediği o cümlenin ‘delil’ini bulmuştum aslında.
Umudumuzu öldüren insanlar var bu ülkede. Ve bu ülkede ceza hukukumuz ne yazık ki, vicdanları rahatlatamıyor.
Görev ve amacı; Islah edici olmak, toplumsal ve sosyal barışı sağlamak, suç işlenmesini önlemek, kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzeni ve güvenliğini ve Hukuk devletini korumak olan Ceza Hukuku sistemimiz vicdanlarda verdiği sınavda hep sınıfta kalıyor.
Bunları düşünürken bir katilden daha cani insanlar görüyoruz ve umudumuzu öldürenleri…
Bu kez haber Diyarbakır’dan geliyor…
10 yaşındaki Narin’in cansız bedeni aranıyor günlerce, sonra bir dere yatağında üzeri taşlarla kapatılmış cansız bedene ulaşılıyor. Narini arama çalışmalarına katılan neredeyse herkes konun içinde.
Televizyonlar 24 saat esasına göre yayın yapıyor…
Herkes katilin peşinde…
Ama umudumuzu öldürüyor yaşananlar…
Bu kez İstanbul’dan geliyor haber…
Yunus Emre Geçti isimli bir cani, 27 yaşında gencecik, pırıl pırıl bir polis memurumuzu şehit ediyor. Şeyda Yılmaz, hayata gözlerini yumarken içimden Yunus Emre’lerin devri ‘geçti’ diyorum.
Bir gün Taptuk Emre, Yunus'un taşıdığı odunların düzgünlüğünü görüp, neden hiç eğri odun olmadığını sorar. Yunus ”Ormanda eğri odunlar da var. Lakin sizin dergahınızdan odunun bile eğrisi giremez” diye cevap verir.
21. yüzyılda insanlık dergahında doğru odun kaldı mı diye düşünmeden edemiyor insan…
Yunus Emre Geçti’nin 26 suç kaydı olduğunu öğreniyoruz haber bültenlerinden. Aklınıza gelebilecek her türlü suça bulaşmış… Çocuğa cinsel taciz dahil…
Ama o cani sokakta elini kolunu sallaya sallaya gezmiş…
Kim bilir kaç kişi daha geziyor? Diye soruyoruz.
Dervişler çağından, caniler çağına geçtik adeta…
O caninin hayvan nakil aracıyla adliyeye sevk edilişini, çöp torbasının içinde insanlara ifşa edilişini görünce yüreğimize su serpiliveriyor sanki.
O anda unutuyoruz, sokaklardaki binlerce caniyi…
O anda unutuveriyoruz, umutlarımızın katledildiğini… Ceza hukukunu, çağdaş hukuk normlarını falan.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da olayın özünü kaçırıp, sadece bir caniye yapılan muamele tatmin ediyor hepimizi.
Yine idam tartışmaları, yine savunanlar, yine karşı çıkanlar, yine sokakta elini kolunu sallaya sallaya dolaşan binlerce cani…
Birisi çıkıp vaaz veriyor sonra; “Dinden, imandan, namazdan, niyazdan koparsan böyle olur. Önce Allah’tan korkacaksın. Eğitim sistemini buna göre dizayn etmek gerek”
Aklıma Narin’in cansız bedenini dere yatağına sakladıktan sonra evine gidip namaz kılan, sonra da arama çalışmalarına katılan ahlaksız adam geliyor.
Biz ceza hukukuna laf ediyoruz ama ahlak anlayışımız, eğitim anlayışımız ne olacak peki?
Sosyal medyada ellerinde silahlarla poz veren, Kurtlar Vadisi replikleriyle ‘racon kesen’ler, büyüdüklerinde katil olacak, cani olacak farkında mısınız?
Sahi biz ne zaman ağacını, gölünü, doğasını, hayvanını, yaşlısını, çocuğunu koruyamaz bir toplum haline geldik…
Bir çuvalın içinde dere yatağına saklanmış Narin’in cansız bedenini bulduk da, bir çuvalın içinde üzerine taşlar konulmuş ve saklanmış insanlığımızı, vicdanımızı, değerlerimizi ne zaman bulacağız dersiniz?
Peki, ne zaman vicdansızlığı siyah kocaman bir çöp torbasının içine atıp, tarihin çöplüğüne gömeceğiz.
Uzun lafın kısası “Bir katilden daha cani insanlar gördüm. Umudumuzu öldürenleri gördüm”