SOKAĞI SESSİZLEŞTİRMEK, DOĞAYI BAŞIMIZA MUSALLAT ETMEKTİR
Ruzin Azerhan Yazdı: SOKAĞI SESSİZLEŞTİRMEK, DOĞAYI BAŞIMIZA MUSALLAT ETMEKTİR

RUZİN AZERHAN
azerhanruzin@hotmail.com -
Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Bakanım, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım…
SOKAĞI SESSİZLEŞTİRMEK, DOĞAYI BAŞIMIZA MUSALLAT ETMEKTİR
Yıllardır uyarıyoruz, dilimizde tüy bitti:
“Sokaklardan köpekleri çekerseniz, doğa boşluğu doldurur!”
Kimse dikkate almadı.
Şimdi herkes “Sokakta domuz gördüm!” diye video çekiyor.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanından videolar geliyor:
Domuz sürüleri şehir içinde, tilkiler apartman önlerinde, çakallar okul bahçelerinde…
Ve daha bunlar iyi günlerimiz.
Şimdi açık açık soruyorum:
Avrupa’ya özenip “sokakta köpek istemiyoruz” dediniz, peki domuz, tilki, çakal mı istiyorsunuz?
Çünkü doğa boşluk sevmez!
Sen ekosistemin bekçisini çekersen, yerine daha güçlü, daha cesur, daha tehlikeli olan gelir.
AVRUPA MODELİ BU COĞRAFYADA ÇÖKER?
Avrupa’da bu model (topla-barınağa koy) neden işliyor sanıyorsunuz?
Çünkü Avrupa’nın şehirleri bizim gibi değil.
Kırsal alanları az, yaban hayatla iç içe değiller, coğrafyaları bizimkiyle kıyas bile edilemez.
Türkiye ise bambaşka bir tablo:
•Geniş kırsallar
•Köylerle iç içe şehirler
•Tarım alanları
•Orman geçişleri
•Yaban hayvanı popülasyonu yüksek
•İnsan–hayvan teması her gün yaşanıyor
Yani bu coğrafyada Avrupa kopyası yasa uygulanmaz, uygulanırsa da patlar.
Ve patladı!
EN TRAJİK OLAN NE BİLİYOR MUSUNUZ?
Sadece şehirlerden değil, köylerden bile köpek toplandı!
Bakın, köydeki insan köpeğini sadece sevdiği için değil, aynı zamanda bekçi olarak da tutar.
Kurt gelir, tilki gelir, domuz gelir…
Köpek uyarır, korur, dengeler.
Şimdi o köpek yok.
Yerine kim gelecek?
Doğa boşluk kabul etmiyor, cevap ortada: YABAN HAYAT ŞEHRE İNİYOR.
“KÖPEKSİZ SOKAK” HAYAL EDENLERE SORUYORUM:
Domuz dediğin hayvan korkunca kaçmaz.
Tilki dediğin akıllıdır, çakal sürü halinde gelir.
Bunlar köpek gibi “hoş” deyince kenara çekilmez.
Bunlar köpek gibi “uyuşturucu iğneyle” toplanamaz.
E o zaman ne yapacaksınız?
Mahalle aralarında “domdom” kurşunuyla domuz avına mı çıkacaksınız?!
Panikle alınan kararlar bizi buraya getirdi, daha da götürecek.
BİZ NE DİYORUZ?
Ben hayvan severim, köpek de beslerim, domuz da tilki de fark etmez.
Ama mesele benim sevgim değil, mesele bilimsel gerçek.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH)
Veteriner Fakülteleri
Ekoloji Bilim İnsanları
Hepsi tek ağızdan şunu söylüyor:
“Sokak köpeği sorununu çözmenin TEK kalıcı yolu:
TNR / ABC Programıdır.
(Trap–Neuter–Return / Yakala–Kısırlaştır–Aşıla–Geri Bırak)”
Çözüm belli:
Aşılı
Küpeli
Kısırlaştırılmış
Rehabilite edilmiş
Kayıt altına alınmış
Köpeklerin SOKAKTA kontrollü şekilde var olması gerekiyor.
Barınak?
Evet, ama barınak = tedavi + rehabilitasyon + sahiplendirme + yaşlı/hasta/hassas hayvanların korunma yeri olmalı “Toplayıp sonsuza kadar kapat” değil!
ASIL SORU ŞU:
Biz millet olarak ne zaman BİLİMİN IŞIĞINDA yürüyeceğiz?
Biz ne zaman:
1- Sosyal medyanın gazıyla yasa yapmayı bırakacağız?
2-Popülist “millet ne diyorsa onu yapalım” kolaycılığından vazgeçeceğiz?
3-Günü kurtaran kararlardan uzaklaşıp geleceği planlayacağız?
Bakın…
* Su krizini yıllar önce bilim söyledi, kulak asmadık.
Şimdi göller kuruyor.
* Yeraltı kaynaklarımızı bilim uyardı, dinlemedik.
Şimdi kaybediyoruz.
* Hayvanlar konusunda bilim yol gösterdi, yine kulak tıkadık.
Şimdi domuz şehre indi, sırada ne var?
SON SÖZÜM NET:
Bu ülke eğer bilimi rehber yapmazsa,
Bu ülke eğer kafasına göre yasa yazmaya devam ederse,
Bu ülke eğer doğayı anlamadan hayvanı yönetmeye çalışırsa,
Ne insan güvende kalır, ne hayvan, ne de şehir.
Artık mızrak çuvala sığmıyor.
Ya bilimin gösterdiği yola gireceğiz…
Ya da kendi yarattığımız kaosun içinde boğulacağız.
“Avrupa böyle yapıyor” diye değil,
“Bizim coğrafyamıza ne uygun?” diye soracağız.
Ve o gün geldiğinde,
Sokaklarımız da, doğamız da, vicdanımız da nefes alacak.