Bir Çöp Kamyonunun Ardında Buldum İnsanlığı
Ruzin Azerhan Yazdı: “Bazen insanlar öyle bir an yaşar ki, sadece gözleriyle değil, kalbiyle görür hayatı.” / Bir Çöp Kamyonunun Ardında Buldum İnsanlığı

“Bazen insanlar öyle bir an yaşar ki, sadece gözleriyle değil, kalbiyle görür hayatı.”
Tam da (yine) insanlardan umudumu kestiğim bir gündü.
Çocukların gözlerindeki ışıltının yitip gittiğine,
Hayvanların acımasızca katledildiğine,
Ağaçların kıymetinin kalmadığına,
Dostluğun yalnızca bir kelimede yaşadığına,
Vefanın eski bir İstanbul semti olduğuna,
Anın, arkadaşlığın, insanlığın hatırlanmadığına inandığım günlerden biriydi. O kadar çok acı ya vicdansızlığa merhametsizliğe tanık olmuştum ki duaların içtenliği bile silinmişti içimden. İşte öyle bir gün.
Trafikteydim. Arabamın arka koltuğunda sokaktan bulduğum bir kediyi veterinere götürmeye çalışıyordum.
Önümde bir çöp kamyonu durdu.
Bekledim.
Sabırsızlanmadım çünkü biliyorum o insanlar zaten yeterince zor bir işin içindeler.
Sıcakta, pisliğin, kokunun, insanların umursamazca yere attığı çöplerin arasında…
Kamyon yavaşça ilerlerken, arkadaki temizlik görevlisinin bir hareketi dikkatimi çekti.
Yüzü güneşten yanmış, kan ter içinde bir genç...
Kamyonun arkasına iliştirdiği bir poşeti açtı.
İçinden bir paket çıkardı, naylonunu yırttı. Kokladı.
Çöpe attı.
Bir başka paket daha… Yine kokladı, yine attı.
İzledim.
Sonra yeniden durdular. Çöp konteyneriını boşaltılar…
Bu kez dayanamadım, camı açtım.
“Bakar mısınız?” dedim.
Arabamın yanına geldi..
Yüzü sıcaktan terlemiş, elleri kirlenmiş ama gözleri tertemizdi.
“Buyrun hanımefendi,” dedi.
“Dikkatimi çekti çöpten bir şeyler ayırıyorsunuz, sonra bazılarını atıyorsunuz. Acaba….” dedim sustum. İçimden kendi kendime kızdım dilini tutamıyorsun, neyi zorluyorsun diye…
Gülümsedi, çok doğal bir hâl içinde:
“İnsanlar bazen yenebilir yiyecekleri bile çöpe atıyor. Ben de koklayarak kontrol ediyorum. Sağlamsa, yolumun üstünde karşılaştığım sokak hayvanlarına veriyorum. Ama sıcak çok, bugün çoğu bozulmuştu. Veremedim.”
Ne diyebilirdim?
Gözlerim doldu.
İçim titredi.
40 derece sıcakta, ağır kokuların içinde, zor bir işin ortasında bir genç çocuk, çöpten ayıklanabilecek yiyecekleri hayvanlar için topluyor…Sadece almak değil, koklayarak sağlıklı olup olmadığını kontrol etmek için uğraşıyor.
Bozulmuşsa, vermiyor.
Yani hiçbir karşılık beklemeden, hiçbir çıkarı olmadan, bunu yapması için onu kimse görevlendirmemişken, tamamen kendi içinden gelen bir vicdanla, hesapsızca…
merhamet, sadece sosyal medyada paylaşılan güzel sözlerde değilmiş.
Vicdan, sadece kitaplarda yazmazmış.
Meğer umudumu kestiğim insanlık bir çöp kamyonunun arkasında, onun elinde saklıymış.
Adını sordum.
“Oğuz,” dedi.
Oğuz..
Bir gün sizde insanlığa dair kafanız karışır, umudunuzu kaybederseniz Isparta Belediyesi'nin bir çöp kamyonunun arkasında görev yapan Oğuz’u aklınıza getirin.
Gözlerindeki ışığı hayal edin.
insanlık, vicdan, merhamet hala var ve çöp poşetlerini koklayan bu genç adamın yüreğinde yaşıyor.
Ben buldum.
Ben gördüm…
Adı Oğuz.
(Oğuz’a not: Dilerim hayat sana hep güzel davranır
İçindeki vicdan hiç kirlenmez, Gözlerindeki ışık hiç sönmez
Lütfen bizden vazgeçme.
Çünkü bu dünya senin gibi insanlarla hâlâ yaşanabilir.)