Ortadoğu'nun 'Atatürk'süz Çocukları
Bora Tüfekli yazdı: Ortadoğu'nun 'Atatürk'süz Çocukları: "...Filistinli çocukların çığlıkları arasında bir soru yakamıza yapışıyor: Ortadoğu’nun da bir Atatürk’ü olsaydı, bugün böyle olur muydu?...

“Hind”… Arapçada bolluk demek.
Bereketin, çoğalmanın, hayatın sürüp gitmesinin adı.
O coğrafyada bir çok kız çocuğuna verilir bu isim. Bizde derler ya "adıyla yaşasın" diye... O coğrafyanın da temennisi budur işte.
Güzel güzel gülen, saçlarına rengarenk tokalar takan kız çocuklarına 'Hind' diye seslenirler...
Ama 5 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın hikâyesi, bu güzel ismin anlamını değiştirdi dünya için.
Gazze sokaklarında, İsrail askerlerinin 335 kurşunlarıyla öldürülen 5 yaşındaki Hind, bolluğun değil, yokluğun; yaşamın değil, ölümün simgesine dönüştürüldü.
Bir çocuğun adıyla yazılmış bu trajedi, aslında bütün dünyanın taşıdığı bir utançtır. Çünkü Hind, dünyanın sessizliğinde öldürüldü. Çığlığı, sadece yıkıntıların arasında değil, insanlığın vicdanında boğuldu.
Bugün Filistin’de bombalanan evlerle birlikte yerle bir olan şey, aynı zamanda uluslararası hukuk, insanlık onuru ve vicdandır.
Artık hamasi sözler söylemenin zamanı geçti. Yalnızca kınama cümleleri kurmak, kermeslerde Gazze için yardım toplamak yetmiyor. İsrail’in ve emperyalizmin zulmü, yalnızca Filistin halkını değil, bütün insanlığı yaralıyor. Anlamlı bir tepki verilmedikçe, yeni Hind’ler toprağa düşmeye devam edecek.
Anlamlı bir tepki verilmedikçe, "Çok yorulduk, artık ölüp dinlenmek istiyorum" diyen Filistinli çocukların acısı dinmeyecek.
Filistinli çocukların çığlıkları arasında bir soru yakamıza yapışıyor:
Ortadoğu’nun da bir Atatürk’ü olsaydı, bugün böyle olur muydu?
Mustafa Kemal Atatürk, “ya istiklal ya ölüm” diyerek bir millete bağımsızlığını kazandırdı, egemenliği saraylardan alıp halka verdi, laik bir cumhuriyet inşa etti. Ortadoğu halkları da aynı vizyonla birleşebilseydi, emperyalizmin zincirlerini kırsaydı, bugün çocukların hayatı bu kadar ucuz olabilir miydi?
Filistin konusunu tartışırken, Atatürk'ü ve onun mazlum uluslara çizdiği vizyonu görmezsek, bağımsızlığın, özgürlüğün, laikliğin ve bilcümle bizi biz eden değerlerin altını dolduramayız.
Hind Rajab’ın adı bolluğu, bereketi, umudu hatırlatmalıydı. Oysa bugün onun adı, yokluğu, yıkımı, zulmü simgeliyor. Hind Rajab, Gazze’nin enkazına değil, insanlığın utancına gömüldü.
Ve biz hâlâ susuyoruz.
Suskunluğumuz, zalimin en büyük silahı.
Artık söz değil, öfke zamanı. Artık kınama değil, hesap sorma zamanı. Çünkü bu zulme dur demedikçe, Hind’in ve Filistinli çocukların çığlığı hiç susmayacak.
Artık, Hind'in sözlüklerdeki anlamının karşısına "Direniş, başkaldırı, isyan" yazmak zorundayız.
Artık, Hind'in sözlüklerdeki anlamının karşısına "Kahrolsun emperyalizm" yazmak zorundayız.
Bir taraftan kürsülerde ahkam kesen, diğer taraftan "Aman Netenyahu efendi, ağzımızın tadı bozulmasın" kıvamındaki tepkiler bu saatten sonra yok hükmündedir.
"Bir gül daha ektim toprağa
Bağrından Filistin'in
İşledim silahımın
Kabzasına bir gül daha.."
https://youtube.com/shorts/SwckjPl_n1M?si=VMLMB1EWPn6KXIEm