Her Bina Güçlendirilebilir Ama Her Bina Yıkılamaz!
Mimarlar Odası Isparta İl Temsilciliği, merkezde yıkılması planlanan binalar ve kent meydanı projesi ile ilgili görüşlerini paylaştı.

Yapılan açıklamada; "Isparta Belediyesi’nce yapılan açıklamalarda Isparta Oteli, Kültür Sitesi, Kültür Sineması, Türk Köyü, Belediye İşhanı binalarının yıkılacağı, yerine büyük kent meydanı yapılacağı belirtilmiştir. Yerel basın ve Isparta kamuoyu bu konuda Oda’mızın görüşünü talep etmişlerdir.
Mimari estetikten uzak, şehrin merkezine ve imajına yakışmayan Belediye İşhanı binasının yıkılması konusunda Belediye Başkanı’mız sayın Şükrü Başdeğirmen ile aynı fikirdeyiz ve destekliyoruz. Ayrıca ekonomik ve teknik ömrünü doldurmuş, zamanın şartlarına cevap veremeyen Kültür Sitesi binasının yıkılması konusunda da hemfikiriz, destekliyoruz. Arkasında kalan tarihi ve tescilli konutlarımızın ortaya çıkması amacıyla Türk Köyü’nün yıkılması ve taşınması da uygundur.
Bu yıkımlar konusunda bizi arayan, fikrimizi soran Belediye Başkanımıza teşekkür ederiz. Odamızın üyesi mimarlar arasında yaptığımız anketleri de yüz yüze görüşmemizde kendileriyle paylaştık.
Fakat Isparta için sembol anıtsal yapılardan olan Isparta Oteli ve Kültür Sarayı (Sineması) binalarını aynı kapsamda değerlendiremiyoruz. Özellikle 1964 yılında inşa edilen eski Isparta Oteli rahmetli Şevket Demirel’in ilk projesidir. Vefatından önce kendisiyle yaptığımız görüşmede bu binanın Isparta’nın ilk fore kazıklı ve radye temelli binası olduğunu belirtmişti. Isparta’nın 1950 sonrası çağdaş mimari örneklerinden ayakta kalan nadir çok katlı binalarından biridir, Anıtlar Kurulu tarafından tescillenmemiş olsa da Hükümet Binası (Valilik Binası) gibi değerlendirilmelidir. Otelin oturduğu arsa 1244 m2’dir. Yıkılması ile büyük bir meydan alanı kazanılmış olmayacaktır.
1960’lı yıllarda inşa edilen ve 545 kişi kapasiteli Kültür Sarayı’nda orkestra çukuru bulunmaktadır. Bu sayede yapı sinema ve tiyatro işlevinin yanı sıra opera, müzikal ve konser gibi çeşitli faaliyetlere imkan sağlamaktadır. Orijinal cephe karakteri olarak (günümüzde bozulmuştur) dönemin uluslararası modernist eğiliminin karakterini yansıtmaktadır. 1950 sonrası modern mimarlık anlayışının Isparta kentindeki önemli örneklerindendir.
Plan ve cephe kurgusuna rasyonalist-pürist tasarım anlayışı hakimdir. Kültür Sarayı inşa edildiği dönemden itibaren kentin kültürel ve sosyal yaşamında önemli rol oynamıştır. Yapıldığı dönem Antalya’da bile bu kapasitede ve bu akustik özellikte bir salon bulunmamaktaydı.
Acele karar vermeden önce üniversitelerimizin ilgili bölümlerinden, kentimizin ihtiyar heyetinden, Mimarlar Odası’ndan, Belediyemizden, ilimizin akil insanlarından oluşan bir komisyonun toplanması ve bu binaların akıbetine bu komisyonun karar vermesinin daha uygun olacağı kanaatindeyiz. Zira il merkezimizde kent kimliğini yansıtan, halkın hatıralarında yer alan, sembol olmuş anıtsal yapımız çok azdır. Isparta (merkez ilçe) tarihi bina sayısı açısından fakir bir ildir. Elimizde kalan son örnekleri de koruyamazsak kent belleğini (kent hafızasını) tamamen silmiş ve yok etmiş oluruz. Unutulmamalıdır ki; Her bina güçlendirilebilir ama her bina yıkılamaz!
Bunun dışında yıkılması düşünülen söz konusu binalarda yüzlerce işletme bulunmaktadır, bu esnaflarımızın mağdur edilmeden bir çözüm düşünülmesini önermekteyiz. Yapılan şehir planlaması ve projeler öncesi-sonrası şeklinde esnafa şeffaf bir şekilde anlatılmalıdır. Bir diğer konu ise; Kentimizin reklam yüzü olacak olan yeni meydanın bir mimari proje yarışması ile belirlenmesini önermekteyiz. Belediye Başkanımızla yüz yüze görüşmemizde bu önerimizi kendisine sunduk, olumlu değerlendi. Birçok ilde olduğu gibi yarışmadan önce halka anket yapılmalı, nasıl bir kent merkezi arzuladıkları sorulmalıdır. Mimarlar Odası olarak önerimiz: En az 3 kat komple yer altı otoparkı olmalı, en üst katının bir kısmı geniş yer altı çarşısı veya AVM olarak tasarlanmalıdır. Karasal iklime sahip Isparta’mızda bu yer altı kapalı çarşısı çok fonksiyonel olacaktır görüşündeyiz.
Son olarak; Tarihi binalarımızı yıkmadan ve kentimizin en az 50 yılına karar vermeden önce kentimizin teknik insanlarına ve Mimarlar Odası’na danışılması kültürüne devam edilmesini arzu ederiz.