Fakir Isparta'dan Fikir Isparta'ya

"Zengin kaynakların fakir bekçileri" Bu ifade Türk siyasetinin kalıplaşmış ifadelerinden biridir. Söz, çoğunlukla 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'e itaf edilir. 
Türkiye'yi ekonomik açıdan özetleyen bir ifade olmanın yanı sıra Isparta açısından da özel bir anlam taşıyor bence... 

Isparta'nın ekonomik rotası hep tartışılır. Bu şehir tarım şehri mi? eğitim şehri mi? sanayi şehri mi? turizm şehri mi?... Liste uzar gider. 

Ancak, "Ne iş olsa yaparım" kafasındaki işsizin bulunduğu durum gibidir kentin ekonomik rotası. 

Tarım şehri olamamıştır; zira on yıllardır konuşulan, tartışılan elma kooperatifi, hatta meyvecilik kooperatifi ile ilgili bir adımı bile atamamıştır. Tarımsal ürün çeşitliliği konusunda oldukça elverişli topraklara sahip olmamıza karşın, bu potansiyeli ne kadar değerlendirebiliyoruz, tartışılır.  

Dünya ihtiyacının yüzde 65'ini karşılamakla övündüğümüz gül yağı ve gül sektörü konusunda da beklediğimiz ve hayal ettiğimiz yerde olmadığımız açık. Tarım alanlarının her geçen gün azaldığı ülkemizde Isparta'nın da tarımsal alanlarının hoyratça imara açıldığını üzülerek görüyoruz. 

Isparta eğitim şehri olamamıştır; öğrenciyi ve üniversiteleri sadece ev, apart kiralayıp tost ve döner satacak müşteri potasiyeli ötesinde görmediğimizi düşünüyorum. Kentin ekonomik, kültürel ve sosyal altyapısını öğrenci odaklı dizayn edemediğimiz de ortada. Kentin üniversitelerimizin akademik birikiminden faydalanmak konusundaki tutukluğu da malum.  

Isparta turizm şehri olamamıştır. Neredeyse bütün ilçelerinde turizm potansiyeli barındıran Isparta, bu anlamda turizm pastasından hak ettiği payı alamıyor. Büyük organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek, özellikle Batı Akdeniz ile bütün bir turizm destinasyonu içerisinde yer alabilecek bir potansiyel ne yazık ki oldukça kısır bir düzlemde bırakılmıştır. Antalya, Isparta ve Burdur bu anlamda bir bütün olarak ele alınmalı belkide. 

Son yıllarda deniz, kum, güneş turizminden daha cazip hale gelen kırsal turizm konusunda aslında elimizi ne kadar güçlendirebileceğimiz de ortada. 

Dert çok, konuşmaya kalkarsak söyleyeceğimiz daha bir çok şey olabilir. Ama başa dönersek özeti şu; Isparta uzun yıllardır zengin kaynakların fakir bekçiliğini yapıyor. 

Bir süredir, ilgiyle takip ettiğim bir oluşuma bağlayacağım konuyu: Fikir Isparta. 

İş insanları, akademisyenler, farklı meslek gruplarından kişilerin oluşturduğu bir platform. İş insanı Yunus Karabulut'un önderliğinde önemli çalışmalar yapılıyor. 

Kentin önde gelen isimleriyle yapılan mülakatlar, çeşitli sektörler ve alanlarla ilgili toplanan veriler, kentin önünü açacak çeşitli projeksiyonlar ve hazırlanan raporlar... 

Fikir Isparta yöneticileri geçtiğimiz gün gazetecilerle bir araya gelerek, kendilerini anlattılar. 

Kamuoyunda Yunus Karabulut ITSO seçimlerine hazırlanıyor intibası vardı. Olabilir, çok doğal.

Ancak, Karabulut, bu soruya "şu anda gündemimizde herhangi bir seçim yok. Tek gündemimiz büyümek ve kenti büyütmek" cevabını verdi. 

SDÜ ve ISUBÜ'den akademisyenlerin de yer aldığı platform aslında kendi deyimleriyle Isparta'nın bir rontgenini çekiyor. 

Yunus Karabulut, "Bizler, Fikir Isparta Topluluğu olarak, şehrimizin ekonomik potansiyelini en verimli şekilde kullanmayı, yatırımcıları teşvik etmeyi ve müteşebbislerin önünü açmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, çözüm odaklı projeler geliştiriyor ve stratejiler üretiyoruz" diyerek özetliyor Fikir Isparta Topluluğu'nu. 

Şahsen ben, Fikir Isparta'nın çıktığı bu yolu oldukça önemsiyorum. 

Kim bilir, belki de Fakir Isparta'dan Fikir Isparta ile çıkabiliriz. 

Yol açıklığı diliyorum.